Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Al-Kahf ayat 31 - الكَهف - Page - Juz 15
﴿أُوْلَٰٓئِكَ لَهُمۡ جَنَّٰتُ عَدۡنٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهِمُ ٱلۡأَنۡهَٰرُ يُحَلَّوۡنَ فِيهَا مِنۡ أَسَاوِرَ مِن ذَهَبٖ وَيَلۡبَسُونَ ثِيَابًا خُضۡرٗا مِّن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَّكِـِٔينَ فِيهَا عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِۚ نِعۡمَ ٱلثَّوَابُ وَحَسُنَتۡ مُرۡتَفَقٗا ﴾
[الكَهف: 31]
﴿أولئك لهم جنات عدن تجري من تحتهم الأنهار يحلون فيها من أساور﴾ [الكَهف: 31]
Latin Alphabet Ulaike lehum cennatu adnin tecrı min tahtihimul enharu yuhallevne fıha min esavira min zehebiiv ve yelbesune siyaben hudram min sundusiv ve istebrakım muttekiıne fıha alel eraik nı´mes sevab ve hasunet murtefeka |
Latin Alphabet Ulaike lehum cennatu adnin tecri min tahtihimul enharu yuhallevne fiha min esavire min zehebin ve yelbesune siyaben hudren min sundusin ve istebrekın muttekiine fiha alel eraik(eraiki), ni´mes sevab(sevabu), ve hasunet murtefeka(murtefekan) |
Latin Alphabet Ulâike lehum cennâtu adnin tecrî min tahtihimul enharu yuhallevne fîhâ min esâvire min zehebin ve yelbesûne siyâben hudren min sundusin ve istebrekın muttekiîne fîhâ alel erâik(erâiki), ni´mes sevâb(sevâbu), ve hasunet murtefekâ(murtefekan) |
Muhammed Esed Iclerinde derelerin, ırmakların cagıldadıgı ebedi mutluluk, esenlik bahceleri iste boylelerinin olacaktır; orada onlara altın bilezikler takılacak; yesil ipekli ve islemeli giysiler giyinecekler ve orada (yumusak) divanlarda yaslanıp oturacaklar: Bu ne guzel bir karsılık, bu ne guzel bir dinlenme yeri |
Muhammed Esed İçlerinde derelerin, ırmakların çağıldadığı ebedi mutluluk, esenlik bahçeleri işte böylelerinin olacaktır; orada onlara altın bilezikler takılacak; yeşil ipekli ve işlemeli giysiler giyinecekler ve orada (yumuşak) divanlarda yaslanıp oturacaklar: Bu ne güzel bir karşılık, bu ne güzel bir dinlenme yeri |
Muhammet Abay ulaike lehum cennatu `adnin tecri min tahtihimu-l'enharu yuhallevne fiha min esavira min zehebiv veyelbesune siyaben hudram min sundusiv veistebrakim muttekiine fiha `ale-l'eraik. ni`me-ssevab. vehasunet murtefeka |
Muhammet Abay ülâike lehüm cennâtü `adnin tecrî min taḥtihimü-l'enhâru yüḥallevne fîhâ min esâvira min ẕehebiv veyelbesûne ŝiyâben ḫuḍram min sündüsiv veistebraḳim müttekiîne fîhâ `ale-l'erâik. ni`me-ŝŝevâb. veḥasünet mürtefeḳâ |
Muslim Shahin Iste boyleleri icin,(agacları) altından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezik takınırlar; sedirler uzerinde oturmus oldukları halde, ince ve kalın ipekten yesil bir elbise giyerler. Ne guzel karsılık ve ne guzel kalma yeri |
Muslim Shahin İşte böyleleri için,(ağaçları) altından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezik takınırlar; sedirler üzerinde oturmuş oldukları halde, ince ve kalın ipekten yeşil bir elbise giyerler. Ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri |
Saban Piris Onlara, altlarından ırmaklar akan Adn Cennetleri vardır. Orada altın bilezikler takarlar, ince ve kalın ipekten yesil elbiseler giyerler. Orada koltuklarına yaslanırlar. Ne guzel mukafat, Ne guzel nimetler |
Saban Piris Onlara, altlarından ırmaklar akan Adn Cennetleri vardır. Orada altın bilezikler takarlar, ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler giyerler. Orada koltuklarına yaslanırlar. Ne güzel mükafat, Ne güzel nimetler |