Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Maryam ayat 75 - مَريَم - Page - Juz 16
﴿قُلۡ مَن كَانَ فِي ٱلضَّلَٰلَةِ فَلۡيَمۡدُدۡ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ مَدًّاۚ حَتَّىٰٓ إِذَا رَأَوۡاْ مَا يُوعَدُونَ إِمَّا ٱلۡعَذَابَ وَإِمَّا ٱلسَّاعَةَ فَسَيَعۡلَمُونَ مَنۡ هُوَ شَرّٞ مَّكَانٗا وَأَضۡعَفُ جُندٗا ﴾
[مَريَم: 75]
﴿قل من كان في الضلالة فليمدد له الرحمن مدا حتى إذا رأوا﴾ [مَريَم: 75]
Latin Alphabet Kul men kane fid dalaleti felyemdud lehur rahmanu medda hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya´lemune men huve serrum mekanev ve ad´afu cunda |
Latin Alphabet Kul men kane fid dalaleti fel yemdud lehur rahmanu medda(medden), hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah(saate), fe se ya’lemune men huve serrun mekanen ve ad’afu cunda(cunden) |
Latin Alphabet Kul men kâne fîd dalâleti fel yemdud lehur rahmânu meddâ(medden), hattâ izâ raev mâ yûadûne immel azâbe ve immes sâah(sâate), fe se ya’lemûne men huve şerrun mekânen ve ad’afu cundâ(cunden) |
Muhammed Esed De ki: "Kim ki sapıklık icinde yasıyorsa, sınırsız rahmet Sahibi onun omrunu, yasama imkanını cekip uzatabilir!" (Ve bırak ne soyleyeceklerse soylesinler,) ta ki, onceden uyarıldıkları (bu dunyadaki) azabı, ya da Son Saat(in gelip catmasını) gorunceye kadar: Cunku o zaman (bu iki insan toplulugundan) varılacak yer olarak hangisinin daha kotu, destek ve dayanak olarak hangisinin daha zayıf oldugunu anlayacaklar |
Muhammed Esed De ki: "Kim ki sapıklık içinde yaşıyorsa, sınırsız rahmet Sahibi onun ömrünü, yaşama imkanını çekip uzatabilir!" (Ve bırak ne söyleyeceklerse söylesinler,) ta ki, önceden uyarıldıkları (bu dünyadaki) azabı, ya da Son Saat(in gelip çatmasını) görünceye kadar: Çünkü o zaman (bu iki insan topluluğundan) varılacak yer olarak hangisinin daha kötü, destek ve dayanak olarak hangisinin daha zayıf olduğunu anlayacaklar |
Muhammet Abay kul men kane fi-ddalaleti felyemdud lehu-rrahmanu medda. hatta iza raev ma yu`adune imme-l`azabe veimme-ssa`ah. feseya`lemune men huve serrum mekanev vead`afu cunda |
Muhammet Abay ḳul men kâne fi-ḍḍalâleti felyemdüd lehü-rraḥmânü meddâ. ḥattâ iẕâ raev mâ yû`adûne imme-l`aẕâbe veimme-ssâ`ah. feseya`lemûne men hüve şerrum mekânev veaḍ`afü cündâ |
Muslim Shahin (Ey Muhammed!) De ki: "Sapıklık icinde olan bir kimseye, Rahman, belirli bir sure tanısa bile, kendilerine vadolunanı ya azap, ya da kıyamet olarak gordukleri zaman, kimin yerinin daha kotu ve kimin taraftarının daha zayıf oldugunu ogreneceklerdir |
Muslim Shahin (Ey Muhammed!) De ki: "Sapıklık içinde olan bir kimseye, Rahman, belirli bir süre tanısa bile, kendilerine vadolunanı ya azâp, ya da kıyamet olarak gördükleri zaman, kimin yerinin daha kötü ve kimin taraftarının daha zayıf olduğunu öğreneceklerdir |
Saban Piris De ki: -Rahman, sapıklıkta olan kimseye arttırdıkca artırır. Sonunda vaat olundukları azabı veya kıyameti gordukleri zaman kimin yerinin daha kotu, kimin ordusunun daha zayıf oldugunu bileceklerdir |
Saban Piris De ki: -Rahman, sapıklıkta olan kimseye arttırdıkça artırır. Sonunda vaat olundukları azabı veya kıyameti gördükleri zaman kimin yerinin daha kötü, kimin ordusunun daha zayıf olduğunu bileceklerdir |