Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah At-Taubah ayat 107 - التوبَة - Page - Juz 11
﴿وَٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ مَسۡجِدٗا ضِرَارٗا وَكُفۡرٗا وَتَفۡرِيقَۢا بَيۡنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَإِرۡصَادٗا لِّمَنۡ حَارَبَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ مِن قَبۡلُۚ وَلَيَحۡلِفُنَّ إِنۡ أَرَدۡنَآ إِلَّا ٱلۡحُسۡنَىٰۖ وَٱللَّهُ يَشۡهَدُ إِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ ﴾
[التوبَة: 107]
﴿والذين اتخذوا مسجدا ضرارا وكفرا وتفريقا بين المؤمنين وإرصادا لمن حارب الله﴾ [التوبَة: 107]
Latin Alphabet Vellezınettehazu mesciden dırarav ve kufrav ve tefrıkam beynel mu´minıne ve irsadel li men habellahe ve rasulehu min kabl ve le yahlifunne in eradna illel husna vallahu yeshedu innehum le kazibun |
Latin Alphabet Vellezinettehazu mesciden dıraren ve kufren ve tefrikan beynel mu’minine ve irsaden li men hareballahe ve resulehu min kabl(kablu), ve le yahlifunne in eredna illelhusna, vallahu yeshedu innehum le kazibun(kazibune) |
Latin Alphabet Vellezînettehazû mesciden dırâren ve kufren ve tefrîkan beynel mu’minîne ve irsâden li men hâreballâhe ve resûlehu min kabl(kablu), ve le yahlifunne in erednâ illelhusnâ, vallâhu yeşhedu innehum le kâzibûn(kâzibûne) |
Muhammed Esed Ve (birtakım) zararlı eylemlerde bulunmak, dinden cıkmayı orgutlemek, muminler arasına ayrılık sokmak ve basından beri Allah ve O´nun Elcisi´ne karsı savas tavrı icinde bulunanlara bir gozetleme yeri saglamak icin (ayrı) bir mabed kuran (munafık)lar (var). Bunlar (ey inananlar, size) muhakkak ki, soyle yemin edecekler: "Biz (bununla) sadece iyilerin iyisini yapmak istemistik!" Oysa, Allah onların yalancılar olduguna (Bizzat) tanıktır |
Muhammed Esed Ve (birtakım) zararlı eylemlerde bulunmak, dinden çıkmayı örgütlemek, müminler arasına ayrılık sokmak ve başından beri Allah ve O´nun Elçisi´ne karşı savaş tavrı içinde bulunanlara bir gözetleme yeri sağlamak için (ayrı) bir mabed kuran (münafık)lar (var). Bunlar (ey inananlar, size) muhakkak ki, şöyle yemin edecekler: "Biz (bununla) sadece iyilerin iyisini yapmak istemiştik!" Oysa, Allah onların yalancılar olduğuna (Bizzat) tanıktır |
Muhammet Abay vellezine-ttehazu mesciden dirarav vekufrav vetefrikam beyne-lmu'minine veirsadel limen harabe-llahe verasulehu min kabl. veleyahlifunne in eradna ille-lhusna. vellahu yeshedu innehum lekazibun |
Muhammet Abay velleẕîne-tteḫaẕû mesciden ḍirârav veküfrav vetefrîḳam beyne-lmü'minîne veirṣâdel limen ḥârabe-llâhe verasûlehû min ḳabl. veleyaḥlifünne in eradnâ ille-lḥusnâ. vellâhü yeşhedü innehüm lekâẕibûn |
Muslim Shahin (Munafıklar arasında) bir de (muminlere) zarar vermek, (hakkı) inkar etmek, muminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha once Allah ve Rasulune karsı savasmıs olan adamı beklemek icin bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten baska bir sey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına sahitlik eder |
Muslim Shahin (Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Rasûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka bir şey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder |
Saban Piris Zarar vermek, inkar etmek, muminler arasında tefrika cıkarmak, Allah ve Resulu’ne karsı daha once savasanlara gozculuk yapmak uzere bir mescit yapan kimseler: ‘Biz, yalnızca iyilik yapmak istedik.’ diye yemin ederler. Onların kesinlikle yalancı olduklarına Allah sahitlik eder |
Saban Piris Zarar vermek, inkar etmek, müminler arasında tefrika çıkarmak, Allah ve Resulü’ne karşı daha önce savaşanlara gözcülük yapmak üzere bir mescit yapan kimseler: ‘Biz, yalnızca iyilik yapmak istedik.’ diye yemin ederler. Onların kesinlikle yalancı olduklarına Allah şahitlik eder |