Quran with Turkish translation - Surah Saba’ ayat 19 - سَبإ - Page - Juz 22
﴿فَقَالُواْ رَبَّنَا بَٰعِدۡ بَيۡنَ أَسۡفَارِنَا وَظَلَمُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ فَجَعَلۡنَٰهُمۡ أَحَادِيثَ وَمَزَّقۡنَٰهُمۡ كُلَّ مُمَزَّقٍۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّكُلِّ صَبَّارٖ شَكُورٖ ﴾
[سَبإ: 19]
﴿فقالوا ربنا باعد بين أسفارنا وظلموا أنفسهم فجعلناهم أحاديث ومزقناهم كل ممزق﴾ [سَبإ: 19]
Abdulbaki Golpinarli Rabbimiz dediler, gidip gelecegimiz yerlerin aralarını uzaklastır ve kendilerine zulmettiler, derken onları masala cevirdik, paramparca ettik onları; suphe yok ki bunda, adamakıllı sabreden ve iyiden iyiye sukreden her kisiye deliller var elbet |
Adem Ugur Bunun uzerine: Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptıgımız sehirlerin arasını uzaklastır, dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, ibret kıssaları haline getirdik ve onları busbutun parcaladık. Suphesiz bunda, cok sabreden ve cok sukreden herkes icin ibretler vardır |
Adem Ugur Bunun üzerine: Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır, dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, ibret kıssaları haline getirdik ve onları büsbütün parçaladık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır |
Ali Bulac Onlar ise: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını ac (sehirlerimiz birbirine cok yakındır) dediler ve kendi nefislerine zulmetmis oldular. Boylece Biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadagın edip dagıttık. Suphesiz bunda, cok sabreden ve cok sukreden herkes icin gercekten ayetler vardır |
Ali Bulac Onlar ise: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır) dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece Biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır |
Ali Fikri Yavuz Buna karsı onlar: “-Ey Rabbimiz! (cok kar yapabilmemiz icin bulundugumuz bu sehirle, mal getirdigimiz o bereketli sehir arasındaki mesafeyi), seferlerimizin arasını uzaklastır.” dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları, (kendilerinden sonra gelenlerin dillerinde dolasan) masallara cevirdik ; ve kendilerini (baska yerlere goc suretiyle) darma dagınık ettik. Subhesiz ki bunda, cok sukreden her sabırlı icin ibretler vardır |
Ali Fikri Yavuz Buna karşı onlar: “-Ey Rabbimiz! (çok kâr yapabilmemiz için bulunduğumuz bu şehirle, mal getirdiğimiz o bereketli şehir arasındaki mesafeyi), seferlerimizin arasını uzaklaştır.” dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları, (kendilerinden sonra gelenlerin dillerinde dolaşan) masallara çevirdik ; ve kendilerini (başka yerlere göç suretiyle) darma dağınık ettik. Şübhesiz ki bunda, çok şükreden her sabırlı için ibretler vardır |
Celal Y Ld R M Onlar ise (bu bereket, guven ve rahatlıgı anlayamadılar da) «Ey Rabbimiz! Yolculugumuzun konaklarını (birbirinden) uzaklastır» dediler ve boylece kendilerine haksızlık ettiler. Biz de onları bu yuzden dillerde dolasan masallara cevirdik ve parcalayıp dagıttık. Suphesiz ki bunda cokca sukredebilen her cok sabırlı kimse icin ogutler ve ibretler vardır |
Celal Y Ld R M Onlar ise (bu bereket, güven ve rahatlığı anlayamadılar da) «Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzun konaklarını (birbirinden) uzaklaştır» dediler ve böylece kendilerine haksızlık ettiler. Biz de onları bu yüzden dillerde dolaşan masallara çevirdik ve parçalayıp dağıttık. Şüphesiz ki bunda çokça şükredebilen her çok sabırlı kimse için öğütler ve ibretler vardır |