×

Kalet rusülühüm e fillahi şekkün fatıris semavati vel ard yed´uküm li yağfira 14:10 Turkish_Alphabet translation

Quran infoTurkish_AlphabetSurah Ibrahim ⮕ (14:10) ayat 10 in Turkish_Alphabet

14:10 Surah Ibrahim ayat 10 in Turkish_Alphabet (الحروف التركية)

Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Ibrahim ayat 10 - إبراهِيم - Page - Juz 13

﴿۞ قَالَتۡ رُسُلُهُمۡ أَفِي ٱللَّهِ شَكّٞ فَاطِرِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ يَدۡعُوكُمۡ لِيَغۡفِرَ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمۡ وَيُؤَخِّرَكُمۡ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗىۚ قَالُوٓاْ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُنَا تُرِيدُونَ أَن تَصُدُّونَا عَمَّا كَانَ يَعۡبُدُ ءَابَآؤُنَا فَأۡتُونَا بِسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٖ ﴾
[إبراهِيم: 10]

Kalet rusülühüm e fillahi şekkün fatıris semavati vel ard yed´uküm li yağfira leküm min zünubiküm ve yüehhıraküm ila ecelim müsemma kalu in entüm illa beşerum mislüna türıdune en tesudduna amma kane ya´büdü abaüna fe´tuna bi sültanim mübın

❮ Previous Next ❯

ترجمة: قالت رسلهم أفي الله شك فاطر السموات والأرض يدعوكم ليغفر لكم من, باللغة الحروف التركية

﴿قالت رسلهم أفي الله شك فاطر السموات والأرض يدعوكم ليغفر لكم من﴾ [إبراهِيم: 10]

Latin Alphabet
Kalet rusuluhum e fillahi sekkun fatıris semavati vel ard yed´ukum li yagfira lekum min zunubikum ve yuehhırakum ila ecelim musemma kalu in entum illa beserum misluna turıdune en tesudduna amma kane ya´budu abauna fe´tuna bi sultanim mubın
Latin Alphabet
Kalet rusuluhum e fillahi sekkun fatırıs semavati vel ard(ardı), yed’ukum li yagfire lekum min zunubikum ve yuahhırekum ila ecelin musemma(musemmen), kalu in entum illa beserun misluna, turidune en tesudduna amma kane ya’budu abauna fe’tuna bi sultanin mubin(mubinin)
Latin Alphabet
Kâlet rusuluhum e fîllâhi şekkun fâtırıs semâvâti vel ard(ardı), yed’ûkum li yagfire lekum min zunûbikum ve yuahhırekum ilâ ecelin musemmâ(musemmen), kâlû in entum illâ beşerun mislunâ, turîdûne en tesuddûnâ ammâ kâne ya’budu âbâunâ fe’tûnâ bi sultânin mubîn(mubînin)
Muhammed Esed
Bu toplumlara gonderilen elciler: "Hic, goklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah(ın varlıgından, birliginden) suphe edilebilir mi?" dediler, "Sizi (gecmisteki) gunahlarınızdan oturu bagıslamak ve size (belirledigi) bir sure (bitince)ye kadar muhlet vermek uzere (dogru yola) cagıran O´dur! (Ama) onlar: "Sizler bizim gibi olumlu insanlardan baska kimseler degilsiniz!" diye cevap verdiler, "Bizi, atalarımızın tapınageldigi seylerden uzaklastırmak istiyorsunuz; madem oyle, o zaman (Allah´ın elcileri oldugunuza dair) acık bir delil getirin bize
Muhammed Esed
Bu toplumlara gönderilen elçiler: "Hiç, göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah(ın varlığından, birliğinden) şüphe edilebilir mi?" dediler, "Sizi (geçmişteki) günahlarınızdan ötürü bağışlamak ve size (belirlediği) bir süre (bitince)ye kadar mühlet vermek üzere (doğru yola) çağıran O´dur! (Ama) onlar: "Sizler bizim gibi ölümlü insanlardan başka kimseler değilsiniz!" diye cevap verdiler, "Bizi, atalarımızın tapınageldiği şeylerden uzaklaştırmak istiyorsunuz; madem öyle, o zaman (Allah´ın elçileri olduğunuza dair) açık bir delil getirin bize
Muhammet Abay
kalet rusuluhum efi-llahi sekkun fatiri-ssemavati vel'ard. yed`ukum liyagfira lekum min zunubikum veyuehhirakum ila ecelim musemma. kalu in entum illa beserum misluna. turidune en tesudduna `amma kane ya`budu abauna fe'tuna bisultanim mubin
Muhammet Abay
ḳâlet rusülühüm efi-llâhi şekkün fâṭiri-ssemâvâti vel'arḍ. yed`ûküm liyagfira leküm min ẕünûbiküm veyüeḫḫiraküm ilâ ecelim müsemmâ. ḳâlû in entüm illâ beşerum miŝlünâ. türîdûne en teṣuddûnâ `ammâ kâne ya`büdü âbâünâ fe'tûnâ bisülṭânim mübîn
Muslim Shahin
Peygamberleri dedi ki: Gokleri ve yeri yaratan Allah hakkında suphe mi var? Halbuki O, sizin gunahlarınızdan bir kısmını bagıslamak ve sizi muayyen bir vakte kadar yasatmak icin sizi (hak dine) cagırıyor. Onlar dediler ki: Siz de bizim gibi bir insandan baska bir sey degilsiniz. Siz bizi atalarımızın tapmıs oldugu seylerden dondurmek istiyorsunuz. Oyleyse bize, apacık bir delil getirin
Muslim Shahin
Peygamberleri dedi ki: Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? Halbuki O, sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve sizi muayyen bir vakte kadar yaşatmak için sizi (hak dine) çağırıyor. Onlar dediler ki: Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Siz bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse bize, apaçık bir delil getirin
Saban Piris
Peygamberleri: -Gokleri ve yeri yaratan, gunahlarınızı bagıslamaya cagıran ve bir sureye kadar sizi erteleyen Allah’tan mı suphe ediyorsunuz? dediler. Onlar da: -Siz de sadece bizim gibi birer insansınız; bizi babalarımızın kulluk ettiklerinden alıkoymak istiyorsunuz. Oyleyse bize apacık bir delil getirmelisiniz, dediler
Saban Piris
Peygamberleri: -Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamaya çağıran ve bir süreye kadar sizi erteleyen Allah’tan mı şüphe ediyorsunuz? dediler. Onlar da: -Siz de sadece bizim gibi birer insansınız; bizi babalarımızın kulluk ettiklerinden alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirmelisiniz, dediler
❮ Previous Next ❯

Verse in more languages

Transliteration Bangla Bosnian German English Persian French Hindi Indonesian Kazakh Dutch Russian Spanish Turkish Urdu Uzbek