Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah al-‘Imran ayat 167 - آل عِمران - Page - Juz 4
﴿وَلِيَعۡلَمَ ٱلَّذِينَ نَافَقُواْۚ وَقِيلَ لَهُمۡ تَعَالَوۡاْ قَٰتِلُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ أَوِ ٱدۡفَعُواْۖ قَالُواْ لَوۡ نَعۡلَمُ قِتَالٗا لَّٱتَّبَعۡنَٰكُمۡۗ هُمۡ لِلۡكُفۡرِ يَوۡمَئِذٍ أَقۡرَبُ مِنۡهُمۡ لِلۡإِيمَٰنِۚ يَقُولُونَ بِأَفۡوَٰهِهِم مَّا لَيۡسَ فِي قُلُوبِهِمۡۚ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا يَكۡتُمُونَ ﴾
[آل عِمران: 167]
﴿وليعلم الذين نافقوا وقيل لهم تعالوا قاتلوا في سبيل الله أو ادفعوا﴾ [آل عِمران: 167]
Ibni Kesir Bir de münafıklık edenleri açığa vurmak içindi. Kendilerine: Gelin Allah yolunda savaşın veya savunun, dendiği zaman: şayet savaşmayı bilseydik peşinizden gelirdik, dediler. O gün onlar imandan çok küfre yakındılar. Kalblerinde olmayan şeyi ağızlarıyla söylüyorlardı. Onların gizlediği şeyi Allah çok iyi bilir |
Gultekin Onan Munafıklık yapanları da belirtmesi icindi. Onlara: "Gelin, Tanrı´nın yolunda savasın ya da savunma yapın" denildiginde: "Biz savasmayı bilseydik elbette sizi izlerdik" dediler. O gun onlar, inanctan / inanmaktan cok kufre daha yakındılar. Kalplerinde olmayanı agızlarıyla soyluyorlardı. Tanrı onların gizli tuttuklarını daha iyi bilir |
Gultekin Onan Münafıklık yapanları da belirtmesi içindi. Onlara: "Gelin, Tanrı´nın yolunda savaşın ya da savunma yapın" denildiğinde: "Biz savaşmayı bilseydik elbette sizi izlerdik" dediler. O gün onlar, inançtan / inanmaktan çok küfre daha yakındılar. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Tanrı onların gizli tuttuklarını daha iyi bilir |
Hasan Basri Cantay Munafık olanları da acıga vurması icindi, Berikilere: «Gelin. Allah yolunda muhaarebe edin, yahud (hic olmazsa dusmanın kendinize ve ailelerinize saldırmasını) onleyin» denildi, de: «Biz muharebe etmeyi bilseydik elbette arkanızdan gelirdik» dediler. Onlar o gun imandan ziyade kufre yakındılar. Agızlarıyle kalblerinde olmayanı soyluyorlardı. Onlar ne gizlerlerse Allah cok iyi bilicidir |
Hasan Basri Cantay Münafık olanları da açığa vurması içindi, Berikilere: «Gelin. Allah yolunda muhaarebe edin, yahud (hiç olmazsa düşmanın kendinize ve ailelerinize saldırmasını) önleyin» denildi, de: «Biz muharebe etmeyi bilseydik elbette arkanızdan gelirdik» dediler. Onlar o gün îmandan ziyâde küfre yakındılar. Ağızlarıyle kalblerinde olmayanı söylüyorlardı. Onlar ne gizlerlerse Allah çok iyi bilicidir |
Iskender Ali Mihr Ve (bu) nifak cıkaranları bilmesi (munafık olanların belirlenmesi) icindi. Ve onlara: "Gelin, Allah yolunda savasın veya savunun (mudafaa edin)." denildigi zaman, "Biz harp (etmeyi) bilseydik, elbette size tabi olurduk (sizinle gelirdik)." dediler. Izin gunu onlar, imandan cok kufre yakındırlar. Onlar, kalplerinde olmayan seyi agızlarıyla soyluyorlar. Ve Allah, onların gizledikleri seyi cok iyi bilir |
Iskender Ali Mihr Ve (bu) nifak çıkaranları bilmesi (münafık olanların belirlenmesi) içindi. Ve onlara: "Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunun (müdafaa edin)." denildiği zaman, "Biz harp (etmeyi) bilseydik, elbette size tâbî olurduk (sizinle gelirdik)." dediler. İzin günü onlar, îmândan çok küfre yakındırlar. Onlar, kalplerinde olmayan şeyi ağızlarıyla söylüyorlar. Ve Allah, onların gizledikleri şeyi çok iyi bilir |