×

Surah Al-Mujadilah in Turkish_Modern

Quran Turkish_Modern ⮕ Surah Mujadilah

Translation of the Meanings of Surah Mujadilah in Turkish_Modern - التركية الحديثة

The Quran in Turkish_Modern - Surah Mujadilah translated into Turkish_Modern, Surah Al-Mujadilah in Turkish_Modern. We provide accurate translation of Surah Mujadilah in Turkish_Modern - التركية الحديثة, Verses 22 - Surah Number 58 - Page 542.

بسم الله الرحمن الرحيم

قَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّتِي تُجَادِلُكَ فِي زَوْجِهَا وَتَشْتَكِي إِلَى اللَّهِ وَاللَّهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَا ۚ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ (1)
Allah, esi hakkında seninle tartısan ve Allah'a sikayette bulunan kadının sozunu duydu. Allah sizin karsılıklı konusmanızı isitiyordu. Suphesiz Allah; hakkıyla isitendir, hakkıyla gorendir
الَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِنكُم مِّن نِّسَائِهِم مَّا هُنَّ أُمَّهَاتِهِمْ ۖ إِنْ أُمَّهَاتُهُمْ إِلَّا اللَّائِي وَلَدْنَهُمْ ۚ وَإِنَّهُمْ لَيَقُولُونَ مُنكَرًا مِّنَ الْقَوْلِ وَزُورًا ۚ وَإِنَّ اللَّهَ لَعَفُوٌّ غَفُورٌ (2)
Sizden zıhar yapanların karıları, onların anaları degildir. Onların anaları ancak kendilerini doguran kadınlardır. Boyle yapanlar, munker/cirkin bir soz ve yalan soyluyorlar. Allah; suphesiz cok affedicidir, cok bagıslayıcıdır
وَالَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِن نِّسَائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مِّن قَبْلِ أَن يَتَمَاسَّا ۚ ذَٰلِكُمْ تُوعَظُونَ بِهِ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ (3)
Hanımlarına zihar yapıp sonra da soylediklerinden donenler, birbirleriyle temas etmeden once bir kole azad etmeleri gerekir. Iste size boyle ogut veriliyor. Allah, yaptıgınız her seyden hakkıyla haberdardır
فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِن قَبْلِ أَن يَتَمَاسَّا ۖ فَمَن لَّمْ يَسْتَطِعْ فَإِطْعَامُ سِتِّينَ مِسْكِينًا ۚ ذَٰلِكَ لِتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ ۚ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ ۗ وَلِلْكَافِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌ (4)
Kim (bu imkanı) bulamazsa, yine birbirleriyle temas etmeden once pes pese oruc tutmalıdır. Buna gucu yetmeyenin de altmıs yoksulu doyurması gerekir. Iste bu, Allah'a ve Rasulune iman etmeniz icindir. Iste bunlar, Allah’ın sınırlarıdır. Kafirler icin acı bir azap vardır
إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ كُبِتُوا كَمَا كُبِتَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ ۚ وَقَدْ أَنزَلْنَا آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ ۚ وَلِلْكَافِرِينَ عَذَابٌ مُّهِينٌ (5)
Allah’a ve Rasulune muhalefet edenler, kendilerinden oncekilerin alcaltıldıkları gibi alcaltılacaklardır. Biz, apacık ayetler indirmistik. Kafirler icin alcaltıcı bir azap vardır
يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللَّهُ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُهُم بِمَا عَمِلُوا ۚ أَحْصَاهُ اللَّهُ وَنَسُوهُ ۚ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ (6)
Allah, onların hepsini o gun diriltecek ve onlara yaptıklarını haber verecektir. Allah, onları bir bir saymıstır. Onlar ise unutmuslardır. Allah, her seye sahittir
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۖ مَا يَكُونُ مِن نَّجْوَىٰ ثَلَاثَةٍ إِلَّا هُوَ رَابِعُهُمْ وَلَا خَمْسَةٍ إِلَّا هُوَ سَادِسُهُمْ وَلَا أَدْنَىٰ مِن ذَٰلِكَ وَلَا أَكْثَرَ إِلَّا هُوَ مَعَهُمْ أَيْنَ مَا كَانُوا ۖ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا عَمِلُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۚ إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ (7)
Goklerdeki ve yerdeki her seyi Allah’ın bildigini gormuyor musun? Uc kisi gizlice konusmaz ki, dordunculeri O olmasın. Bes kisi gizlice konusmaz ki, altıncıları O olmasın. Bundan daha az yahut daha cok da olsalar, nerede olurlarsa olsunlar, O mutlaka onlarla beraberdir. Sonra onlara yaptıklarını kıyamet gunu haber verecektir. Allah, her seyi hakkıyla bilir
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ نُهُوا عَنِ النَّجْوَىٰ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا نُهُوا عَنْهُ وَيَتَنَاجَوْنَ بِالْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِ وَإِذَا جَاءُوكَ حَيَّوْكَ بِمَا لَمْ يُحَيِّكَ بِهِ اللَّهُ وَيَقُولُونَ فِي أَنفُسِهِمْ لَوْلَا يُعَذِّبُنَا اللَّهُ بِمَا نَقُولُ ۚ حَسْبُهُمْ جَهَنَّمُ يَصْلَوْنَهَا ۖ فَبِئْسَ الْمَصِيرُ (8)
Gizlice konusmaktan men edilip de, men edildikleri seyi isleyen ve gunah, dusmanlık ve Peygambere isyanı (aralarında) fısıldasmakta olanları gormedin mi? Sana geldiklerinde Allah’ın seni selamlamadıgı selamla selamlıyorlar. Iclerinden de; “Soylediklerimizden dolayı Allah bize azap etse ya!” diyorlar. Cehennem onlara yeter! Oraya girecekler. Ne kotu varıs yeridir orası
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا تَنَاجَيْتُمْ فَلَا تَتَنَاجَوْا بِالْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِ وَتَنَاجَوْا بِالْبِرِّ وَالتَّقْوَىٰ ۖ وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ (9)
Ey iman edenler! Aranızda gizli konusurken gunah, dusmanlık ve Peygambere karsı gelmek hususunda fısıldasmayın, iyilik ve takva konusunda konusun. Huzurunda toplanacagınız Allah’tan korkun
إِنَّمَا النَّجْوَىٰ مِنَ الشَّيْطَانِ لِيَحْزُنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَلَيْسَ بِضَارِّهِمْ شَيْئًا إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ ۚ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ (10)
Bu, iman edenleri uzmek icindir. Oysa seytan, Allah'ın izni olmadıkca, muminlere hicbir zarar veremez. Oyle ise Mu’minler ancak Allah’a tevekkul etsinler
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا قِيلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوا فِي الْمَجَالِسِ فَافْسَحُوا يَفْسَحِ اللَّهُ لَكُمْ ۖ وَإِذَا قِيلَ انشُزُوا فَانشُزُوا يَرْفَعِ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ (11)
Ey iman edenler! Size, meclislerde yer acın denildigi zaman yer acın ki, Allah da size genislik versin. “Kalkın!” Denildigi zaman kalkın ki, Allah da sizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yukseltsin. Allah, yaptıgınız her seyden hakkıyla haberdardır
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نَاجَيْتُمُ الرَّسُولَ فَقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوَاكُمْ صَدَقَةً ۚ ذَٰلِكَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَأَطْهَرُ ۚ فَإِن لَّمْ تَجِدُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ (12)
Ey iman edenler! Rasulle gizli bir sey konusacagınız zaman, bu konusmanızdan once bir sadaka veriniz. Bu sizin icin daha hayırlı ve daha temizdir. Eger bulamazsanız; suphesiz Allah cok bagıslayandır, cok merhamet edendir
أَأَشْفَقْتُمْ أَن تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوَاكُمْ صَدَقَاتٍ ۚ فَإِذْ لَمْ تَفْعَلُوا وَتَابَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ ۚ وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ (13)
Gizli bir sey konusmanızdan once sadakalar verip (fakir olmaktan) cekindiniz mi? (Size emredileni) yapmadıgınıza (gore), Allah da sizi affetti. Artık namazı ikame edin, zekatı verin, Allah'a ve Rasulune itaat edin. Allah, yaptıgınız her seyden haberdardır
۞ أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ تَوَلَّوْا قَوْمًا غَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِم مَّا هُم مِّنكُمْ وَلَا مِنْهُمْ وَيَحْلِفُونَ عَلَى الْكَذِبِ وَهُمْ يَعْلَمُونَ (14)
Allah’ın gazap ettigi bir toplumu dost edinenleri gordun mu? Onlar sizden degil, onlardan da degil. Bile bile yalan yere yemin ediyorlar
أَعَدَّ اللَّهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا ۖ إِنَّهُمْ سَاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (15)
Allah, onlar icin siddetli bir azap hazırlamıstır. Yapmakta oldukları sey ne kotudur
اتَّخَذُوا أَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَن سَبِيلِ اللَّهِ فَلَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ (16)
Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alıkoydular; onlara alcaltıcı bir azap vardır
لَّن تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُم مِّنَ اللَّهِ شَيْئًا ۚ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (17)
Onların malları da evlatları da Allah katında onlara hicbir yarar saglamayacaktır. Onlar, ates ehlidir. Onlar, orada ebedidir
يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللَّهُ جَمِيعًا فَيَحْلِفُونَ لَهُ كَمَا يَحْلِفُونَ لَكُمْ ۖ وَيَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ عَلَىٰ شَيْءٍ ۚ أَلَا إِنَّهُمْ هُمُ الْكَاذِبُونَ (18)
O gun Allah, onların tumunu diriltir, size yemin ettikleri gibi O'na da yemin ederler ve kendilerinin bir sey uzere olduklarını sanırlar. Iyi bilin ki, onlar yalancıların ta kendileridir
اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَأَنسَاهُمْ ذِكْرَ اللَّهِ ۚ أُولَٰئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِ ۚ أَلَا إِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ (19)
Seytan onları kusatmıs ve kendilerine Allah'ı anmayı unutturmustur. Onlar, Seytan'ın hizbidir. Sunu bilin ki Seytan'ın hizbi husrana ugrayanlardır
إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُولَٰئِكَ فِي الْأَذَلِّينَ (20)
Allah’a ve Rasulune muhalefet edenler, iste onlar en asagı kimselerin arasındadırlar
كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي ۚ إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ (21)
Allah: “Andolsun ki ben ve rasullerim mutlaka galip gelecegim” diye yazmıstır. Suphesiz Allah; cok kuvvetlidir, cok gucludur
لَّا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءَهُمْ أَوْ أَبْنَاءَهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ عَشِيرَتَهُمْ ۚ أُولَٰئِكَ كَتَبَ فِي قُلُوبِهِمُ الْإِيمَانَ وَأَيَّدَهُم بِرُوحٍ مِّنْهُ ۖ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ۚ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ۚ أُولَٰئِكَ حِزْبُ اللَّهِ ۚ أَلَا إِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ (22)
Allah’a ve ahiret gunune iman eden hicbir toplulugun babaları, ogulları, kardesleri yahut akrabaları olsalar bile, Allah’a ve Peygamberine dusman olan kimselere sevgi besledigini goremezsin. Iste Allah, onların kalplerine imanı yazmıs ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemistir. Onları, iclerinden ırmaklar akan ve iclerinde ebedi kalacakları Cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmus, onlar da Allah’tan razı olmuslardır. Iste onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. Iyi bilin ki, Allah’ın tarafında olanlar kurtulusa erenlerin ta kendileridir
❮ Previous Next ❯

Surahs from Quran :

1- Fatiha2- Baqarah
3- Al Imran4- Nisa
5- Maidah6- Anam
7- Araf8- Anfal
9- Tawbah10- Yunus
11- Hud12- Yusuf
13- Raad14- Ibrahim
15- Hijr16- Nahl
17- Al Isra18- Kahf
19- Maryam20- TaHa
21- Anbiya22- Hajj
23- Muminun24- An Nur
25- Furqan26- Shuara
27- Naml28- Qasas
29- Ankabut30- Rum
31- Luqman32- Sajdah
33- Ahzab34- Saba
35- Fatir36- Yasin
37- Assaaffat38- Sad
39- Zumar40- Ghafir
41- Fussilat42- shura
43- Zukhruf44- Ad Dukhaan
45- Jathiyah46- Ahqaf
47- Muhammad48- Al Fath
49- Hujurat50- Qaf
51- zariyat52- Tur
53- Najm54- Al Qamar
55- Rahman56- Waqiah
57- Hadid58- Mujadilah
59- Al Hashr60- Mumtahina
61- Saff62- Jumuah
63- Munafiqun64- Taghabun
65- Talaq66- Tahrim
67- Mulk68- Qalam
69- Al-Haqqah70- Maarij
71- Nuh72- Jinn
73- Muzammil74- Muddathir
75- Qiyamah76- Insan
77- Mursalat78- An Naba
79- Naziat80- Abasa
81- Takwir82- Infitar
83- Mutaffifin84- Inshiqaq
85- Buruj86- Tariq
87- Al Ala88- Ghashiya
89- Fajr90- Al Balad
91- Shams92- Lail
93- Duha94- Sharh
95- Tin96- Al Alaq
97- Qadr98- Bayyinah
99- Zalzalah100- Adiyat
101- Qariah102- Takathur
103- Al Asr104- Humazah
105- Al Fil106- Quraysh
107- Maun108- Kawthar
109- Kafirun110- Nasr
111- Masad112- Ikhlas
113- Falaq114- An Nas