×

Surah Al-Jinn in Turkish_Modern

Quran Turkish_Modern ⮕ Surah Jinn

Translation of the Meanings of Surah Jinn in Turkish_Modern - التركية الحديثة

The Quran in Turkish_Modern - Surah Jinn translated into Turkish_Modern, Surah Al-Jinn in Turkish_Modern. We provide accurate translation of Surah Jinn in Turkish_Modern - التركية الحديثة, Verses 28 - Surah Number 72 - Page 572.

بسم الله الرحمن الرحيم

قُلْ أُوحِيَ إِلَيَّ أَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِّنَ الْجِنِّ فَقَالُوا إِنَّا سَمِعْنَا قُرْآنًا عَجَبًا (1)
De ki: "Cinlerden bir toplulugun dinleyip soyle dedigi bana vahyedildi: Biz, hayrete dusuren Kur'an dinledik
يَهْدِي إِلَى الرُّشْدِ فَآمَنَّا بِهِ ۖ وَلَن نُّشْرِكَ بِرَبِّنَا أَحَدًا (2)
Dogru yola hidayet ediyor, biz ona iman ettik. Rabbimize hic kimseyi ortak tutmayacagız
وَأَنَّهُ تَعَالَىٰ جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًا (3)
Rabbimizin azameti cok yucedir. O, es ve cocuk edinmemistir
وَأَنَّهُ كَانَ يَقُولُ سَفِيهُنَا عَلَى اللَّهِ شَطَطًا (4)
Dogrusu bizim beyinsiz olanımız (Iblis), Allah hakkında pek asırı yalanlar uyduruyormus
وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن تَقُولَ الْإِنسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا (5)
“Biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında yalan soylemeyeceklerini zannederdik
وَأَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِّنَ الْإِنسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِّنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا (6)
Su da gercek ki, insanlardan bazı kimseler cinlerden bazı kimselere sıgınırlardı da onların taskınlıklarını arttırırlardı
وَأَنَّهُمْ ظَنُّوا كَمَا ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَبْعَثَ اللَّهُ أَحَدًا (7)
Onlar da sizin zannettiginiz gibi Allah’ın hic kimseyi yeniden diriltemeyecegini sanmıslardı
وَأَنَّا لَمَسْنَا السَّمَاءَ فَوَجَدْنَاهَا مُلِئَتْ حَرَسًا شَدِيدًا وَشُهُبًا (8)
Dogrusu biz (cinler) gogu yokladık, fakat onu guclu bekcilerle, alev huzmeleriyle (yıldızlarla) doldurulmus bulduk
وَأَنَّا كُنَّا نَقْعُدُ مِنْهَا مَقَاعِدَ لِلسَّمْعِ ۖ فَمَن يَسْتَمِعِ الْآنَ يَجِدْ لَهُ شِهَابًا رَّصَدًا (9)
Halbuki (daha once) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek icin oturacak yerler (bulup) oturuyorduk. Simdi kim dinlemek istese onu gozeten bir alev yakalıyor
وَأَنَّا لَا نَدْرِي أَشَرٌّ أُرِيدَ بِمَن فِي الْأَرْضِ أَمْ أَرَادَ بِهِمْ رَبُّهُمْ رَشَدًا (10)
Gercekten bilmiyoruz. Yeryuzunde olanlara bir kotuluk mu murat edildi? Yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi
وَأَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَٰلِكَ ۖ كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا (11)
Suphesiz bizim icimizde salih olanlar da vardır, salih olmayanlar da vardır. Her birimiz ayrı ayrı yollara ayrılmısız
وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن نُّعْجِزَ اللَّهَ فِي الْأَرْضِ وَلَن نُّعْجِزَهُ هَرَبًا (12)
Biz, suphesiz Allah'ı yeryuzunde asla aciz bırakamayacagımızı, kacmak suretiyle de onu hicbir sekilde aciz kılamayacagımızı anladık
وَأَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدَىٰ آمَنَّا بِهِ ۖ فَمَن يُؤْمِن بِرَبِّهِ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًا (13)
Dogrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) isitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık bir kayıptan ve haksızlıga ugramaktan korkmaz
وَأَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَ ۖ فَمَنْ أَسْلَمَ فَأُولَٰئِكَ تَحَرَّوْا رَشَدًا (14)
Bizden Musluman olanlar da var, haksızlık edenler de (sapmıs olanlar da) var. Musluman olanlar, iste onlar dogru yola yonelenlerdir
وَأَمَّا الْقَاسِطُونَ فَكَانُوا لِجَهَنَّمَ حَطَبًا (15)
Dogru yoldan sapanlara gelince, onlar Cehennem'e odun olacaklardır
وَأَن لَّوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ لَأَسْقَيْنَاهُم مَّاءً غَدَقًا (16)
Eger onlar, dogru yolda istikamet uzere olsalardı, onlara bol bol su verirdik
لِّنَفْتِنَهُمْ فِيهِ ۚ وَمَن يُعْرِضْ عَن ذِكْرِ رَبِّهِ يَسْلُكْهُ عَذَابًا صَعَدًا (17)
Bununla onları imtihan ederiz. Kim de Rabbinin zikrinden yuz cevirirse, onu cok agır bir azaba sokar
وَأَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلَّهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَدًا (18)
Mescitler Allah’ındır. O halde Allah ile birlikte baskasına dua/ibadet etmeyin
وَأَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا (19)
Nitekim Allah’ın kulu, ona dua/ibadet icin ayaga kalktıgında (Kur'an dinlemek icin) az kalsın uzerine toplanıp dolusurlardı
قُلْ إِنَّمَا أَدْعُو رَبِّي وَلَا أُشْرِكُ بِهِ أَحَدًا (20)
De ki: “Ben ancak Rabbime dua ederim ve O'na hicbir seyi ortak kosmam
قُلْ إِنِّي لَا أَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا رَشَدًا (21)
De ki: “Benim size bir zarar vermeye de, sizi dogru yola iletmeye de gucum yetmez
قُلْ إِنِّي لَن يُجِيرَنِي مِنَ اللَّهِ أَحَدٌ وَلَنْ أَجِدَ مِن دُونِهِ مُلْتَحَدًا (22)
De ki: "Beni kimse Allah'a karsı savunamaz ve ben O'ndan baska bir sıgınak bulamam
إِلَّا بَلَاغًا مِّنَ اللَّهِ وَرِسَالَاتِهِ ۚ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَإِنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا (23)
(Benim gorevim) ancak Allah'tan (gonderilenleri) ve (teblig olunması emrolunanları) teblig etmektir. Kim Allah’a ve elcisine karsı gelirse, onun icin icinde ebedi kalacagı Cehennem atesi vardır
حَتَّىٰ إِذَا رَأَوْا مَا يُوعَدُونَ فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ أَضْعَفُ نَاصِرًا وَأَقَلُّ عَدَدًا (24)
Sonunda, kendilerine soz verileni gordukleri zaman, kimin yardımcısının daha gucsuz ve sayısının daha az oldugunu bileceklerdir
قُلْ إِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ مَّا تُوعَدُونَ أَمْ يَجْعَلُ لَهُ رَبِّي أَمَدًا (25)
De ki: "Size vadedilen yakın mı? Yoksa Rabbim onu uzak mı kıldı, bilmiyorum
عَالِمُ الْغَيْبِ فَلَا يُظْهِرُ عَلَىٰ غَيْبِهِ أَحَدًا (26)
O, gaybı bilendir. Hic kimseye gaybını bildirmez
إِلَّا مَنِ ارْتَضَىٰ مِن رَّسُولٍ فَإِنَّهُ يَسْلُكُ مِن بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ رَصَدًا (27)
Ancak elcileri icinde razı oldugu baska. Cunku O, bunun onunde ve ardında gozleri onundedir
لِّيَعْلَمَ أَن قَدْ أَبْلَغُوا رِسَالَاتِ رَبِّهِمْ وَأَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَأَحْصَىٰ كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا (28)
Boylece onların (peygamberlerin), Rablerinin gonderdiklerini hakkıyla teblig ettiklerini bilsin. (Allah) Onların uzerinde olup bitenleri cepecevre kusatmıs ve her seyi bir bir saymıstır (kaydetmistir)
❮ Previous Next ❯

Surahs from Quran :

1- Fatiha2- Baqarah
3- Al Imran4- Nisa
5- Maidah6- Anam
7- Araf8- Anfal
9- Tawbah10- Yunus
11- Hud12- Yusuf
13- Raad14- Ibrahim
15- Hijr16- Nahl
17- Al Isra18- Kahf
19- Maryam20- TaHa
21- Anbiya22- Hajj
23- Muminun24- An Nur
25- Furqan26- Shuara
27- Naml28- Qasas
29- Ankabut30- Rum
31- Luqman32- Sajdah
33- Ahzab34- Saba
35- Fatir36- Yasin
37- Assaaffat38- Sad
39- Zumar40- Ghafir
41- Fussilat42- shura
43- Zukhruf44- Ad Dukhaan
45- Jathiyah46- Ahqaf
47- Muhammad48- Al Fath
49- Hujurat50- Qaf
51- zariyat52- Tur
53- Najm54- Al Qamar
55- Rahman56- Waqiah
57- Hadid58- Mujadilah
59- Al Hashr60- Mumtahina
61- Saff62- Jumuah
63- Munafiqun64- Taghabun
65- Talaq66- Tahrim
67- Mulk68- Qalam
69- Al-Haqqah70- Maarij
71- Nuh72- Jinn
73- Muzammil74- Muddathir
75- Qiyamah76- Insan
77- Mursalat78- An Naba
79- Naziat80- Abasa
81- Takwir82- Infitar
83- Mutaffifin84- Inshiqaq
85- Buruj86- Tariq
87- Al Ala88- Ghashiya
89- Fajr90- Al Balad
91- Shams92- Lail
93- Duha94- Sharh
95- Tin96- Al Alaq
97- Qadr98- Bayyinah
99- Zalzalah100- Adiyat
101- Qariah102- Takathur
103- Al Asr104- Humazah
105- Al Fil106- Quraysh
107- Maun108- Kawthar
109- Kafirun110- Nasr
111- Masad112- Ikhlas
113- Falaq114- An Nas