القرآن باللغة التركية - سورة التكوير مترجمة إلى اللغة التركية، Surah Takwir in Turkish. نوفر ترجمة دقيقة سورة التكوير باللغة التركية - Turkish, الآيات 29 - رقم السورة 81 - الصفحة 586.
إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ (1) Güneş dürülünce |
وَإِذَا النُّجُومُ انكَدَرَتْ (2) Ve yıldızlar kararınca |
وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ (3) Ve dağlar yürütülünce |
وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ (4) Ve dişi develer bile başı boş bırakılınca |
وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ (5) Ve vahşi hayvanlar bile bir araya toplanınca |
وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ (6) Ve denizler, coşup kabarınca |
وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ (7) Ve insanlar, haldeşleriyle birleşince |
وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ (8) Diridiri gömülen kıza sorulunca |
بِأَيِّ ذَنبٍ قُتِلَتْ (9) Hangi suç yüzünden öldürüldün diye |
وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ (10) Ve sahifeler dağılınca |
وَإِذَا السَّمَاءُ كُشِطَتْ (11) Ve göğün perdesi kaldırılınca |
وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ (12) Ve cehennem alevlendirilince |
وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ (13) Ve cennet yaklaştırılınca |
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا أَحْضَرَتْ (14) Herkes bilir ne hazırladığını |
فَلَا أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ (15) Artık andolsun dönüp kaybolan |
الْجَوَارِ الْكُنَّسِ (16) Doğup yürüyen ve burçlarına giren yıldızlara |
وَاللَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ (17) Ve geçmeye başladığı çağda, geceye |
وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ (18) Ve ışıdığı çağda, sabaha |
إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ (19) Şüphe yok ki Kur'an, büyük bir elçinin sözüdür |
ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ (20) Kuvvetlidir, arş sahibinin katında kadri yüce |
مُّطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ (21) İtaat edilir, emniyetlidir de |
وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجْنُونٍ (22) Sizinle konuşan, deli değildir |
وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ (23) Ve andolsun, onu, apaydın tanyerinde gördü |
وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ (24) Arkadaşınız, gizli şeyler hakkında da nekes değildir |
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَّجِيمٍ (25) Ve Kur'an, taşlanmış Şeytan'ın sözü de değildir |
فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ (26) Artık nereye gidiyorsunuz öyleyse |
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ (27) O, bütün alemlere bir öğüttür ancak |
لِمَن شَاءَ مِنكُمْ أَن يَسْتَقِيمَ (28) Ve hele içinizden doğru hareket etmek isteyene |
وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَن يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ (29) Ve isteyemezsiniz, alemlerin Rabbi Allah istemedikçe |