×

سورة الرحمن باللغة التركية

ترجمات القرآنباللغة التركية ⬅ سورة الرحمن

ترجمة معاني سورة الرحمن باللغة التركية - Turkish

القرآن باللغة التركية - سورة الرحمن مترجمة إلى اللغة التركية، Surah Rahman in Turkish. نوفر ترجمة دقيقة سورة الرحمن باللغة التركية - Turkish, الآيات 78 - رقم السورة 55 - الصفحة 531.

بسم الله الرحمن الرحيم

الرَّحْمَٰنُ (1)
Rahman
عَلَّمَ الْقُرْآنَ (2)
Kur'an'ı öğretti
خَلَقَ الْإِنسَانَ (3)
insanı halketti
عَلَّمَهُ الْبَيَانَ (4)
ona dilleri, konuşmayı belletti
الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ (5)
Güneş ve ay, hesapla hareket eyler
وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ (6)
Ve gövdesiz bitki ve gövdeli ağaç secde eder
وَالسَّمَاءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ (7)
Ve göğü yüceltti ve ölçüyü koydu
أَلَّا تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ (8)
Ölçüde, tartıda insafsızlık etmeyin
وَأَقِيمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْمِيزَانَ (9)
Teraziyi doğru tutun, adaletle tartın ve eksik tartmayın
وَالْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ (10)
Yeryüzünü alçalttı halka
فِيهَا فَاكِهَةٌ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْأَكْمَامِ (11)
Orada meyveler ve lifli, kabuklu hurmalar var
وَالْحَبُّ ذُو الْعَصْفِ وَالرَّيْحَانُ (12)
Yapraklı taneler var ve güzel kokulu otlar
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (13)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
خَلَقَ الْإِنسَانَ مِن صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِ (14)
İyice pişmiş gibi kupkuru balçıktan, insanı halketti
وَخَلَقَ الْجَانَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ (15)
Ve cinleri, coşup kaynayan ateşten yarattı
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (16)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyabilirsiniz
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِ (17)
Rabbidir iki doğunun ve Rabbidir iki batının
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (18)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ (19)
İki denizi salmıştır, nerdeyse karışacaklar
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ (20)
Fakat aralarında bir berzah var, birbirlerine karışmazlar
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (21)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyabilirsiniz
يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ وَالْمَرْجَانُ (22)
Her ikisinden de inci ve mercan çıkar
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (23)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنشَآتُ فِي الْبَحْرِ كَالْأَعْلَامِ (24)
Ve onundur denizde akıp giden dağlar gibi gemiler
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (25)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ (26)
Yerin üstünde ne varsa fanidir
وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ (27)
Ve ancak ululuk ve kerem ıssı Rabbinin zatıdır kalan
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (28)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ (29)
Ondan ister kim varsa göklerde ve yeryüzünde; o, her gün bir iştedir
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (30)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
سَنَفْرُغُ لَكُمْ أَيُّهَ الثَّقَلَانِ (31)
Ey iki ağır topluluk, insanlar ve cinler, yakında hesabınıza bakacağız
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (32)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا ۚ لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ (33)
Ey cin ve insan topluluğu, ölümden kurtulmak için, göklerin ve yer yüzünün bucaklarından geçip kaçmaya gücünüz yeterse geçin, kaçın; fakat geçemezsiniz bir kudret olmadıkça
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (34)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِّن نَّارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنتَصِرَانِ (35)
Üstünüze bir ateş yalımı ve erimiş bakır gönderilir de kaçamazsınız
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (36)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
فَإِذَا انشَقَّتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِ (37)
Derken gök yarılıp kırmızı bir gül rengine gelerek yağ gibi eriyince
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (38)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُسْأَلُ عَن ذَنبِهِ إِنسٌ وَلَا جَانٌّ (39)
Ne insan, ne cin, artık o gün suçlu mudur, sorulmaz
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (40)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ (41)
Suçlular, yüzlerindeki alametten tanınırlar da perçemlerinden ve ayaklarından tutulurlar
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (42)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
هَٰذِهِ جَهَنَّمُ الَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَ (43)
İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennem
يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَمِيمٍ آنٍ (44)
Cehennemle içecekleri kaynar suyun arasında dolanıp dururlar
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (45)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ جَنَّتَانِ (46)
Rabbinin tapısına varmaktan korkana iki cennet var
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (47)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
ذَوَاتَا أَفْنَانٍ (48)
İkisinde de türlütürlü nimetler var, çeşitçeşit ağaçlar
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (49)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
فِيهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِ (50)
İkisinde de iki ırmak var, akar
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (51)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
فِيهِمَا مِن كُلِّ فَاكِهَةٍ زَوْجَانِ (52)
İkisinde de her çeşit meyve, çifterçifter var
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (53)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ فُرُشٍ بَطَائِنُهَا مِنْ إِسْتَبْرَقٍ ۚ وَجَنَى الْجَنَّتَيْنِ دَانٍ (54)
Öylesine döşemelere yaslanacaklar ki astarları kalın ipekten, her iki cennetin, devşirilip toplanacak meyveleri de ellerinin altında, pek yakın
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (55)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
فِيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ (56)
O cennetlerde, gözlerini, eşlerinden ayırmayan ve eşlerinden önce ne bir insan tarafından dokunulmuş, ne bir cin tarafından dokunulmuş eşler var
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (57)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
كَأَنَّهُنَّ الْيَاقُوتُ وَالْمَرْجَانُ (58)
O eşler, sanki yakut ve mercan
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (59)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
هَلْ جَزَاءُ الْإِحْسَانِ إِلَّا الْإِحْسَانُ (60)
İyiliğin karşılığı, iyilikten başka bir şey olabilir mi
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (61)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
وَمِن دُونِهِمَا جَنَّتَانِ (62)
Bu iki cennetten başka iki cennet daha var
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (63)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
مُدْهَامَّتَانِ (64)
İkisi de koyu yeşil
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (65)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
فِيهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِ (66)
İkisinde de iki pınar var, fışkırıp çıkar da akar
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (67)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
فِيهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌ (68)
Her ikisinde de meyveler ve hurma ve nar var
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (69)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
فِيهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌ (70)
O cennetlerde güzel huylu güzeller var
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (71)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
حُورٌ مَّقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِ (72)
Beyaz tenli, kara gözlü, otağlarda huriler
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (73)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ (74)
Eşlerinden önce ne bir insan dokunmuş onlara, ne bir cin
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (75)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ رَفْرَفٍ خُضْرٍ وَعَبْقَرِيٍّ حِسَانٍ (76)
Yeşil ipeklilerle düşenmiş sedirlere ve güzelim döşemelere yaslanırlar
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (77)
Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz
تَبَارَكَ اسْمُ رَبِّكَ ذِي الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ (78)
Ululuk ve kerem ıssı Rabbinin adının şanı, pek yücedir
❮ السورة السابقة السورة التـالية ❯

قراءة المزيد من سور القرآن الكريم :

1- الفاتحة2- البقرة3- آل عمران
4- النساء5- المائدة6- الأنعام
7- الأعراف8- الأنفال9- التوبة
10- يونس11- هود12- يوسف
13- الرعد14- إبراهيم15- الحجر
16- النحل17- الإسراء18- الكهف
19- مريم20- طه21- الأنبياء
22- الحج23- المؤمنون24- النور
25- الفرقان26- الشعراء27- النمل
28- القصص29- العنكبوت30- الروم
31- لقمان32- السجدة33- الأحزاب
34- سبأ35- فاطر36- يس
37- الصافات38- ص39- الزمر
40- غافر41- فصلت42- الشورى
43- الزخرف44- الدخان45- الجاثية
46- الأحقاف47- محمد48- الفتح
49- الحجرات50- ق51- الذاريات
52- الطور53- النجم54- القمر
55- الرحمن56- الواقعة57- الحديد
58- المجادلة59- الحشر60- الممتحنة
61- الصف62- الجمعة63- المنافقون
64- التغابن65- الطلاق66- التحريم
67- الملك68- القلم69- الحاقة
70- المعارج71- نوح72- الجن
73- المزمل74- المدثر75- القيامة
76- الإنسان77- المرسلات78- النبأ
79- النازعات80- عبس81- التكوير
82- الإنفطار83- المطففين84- الانشقاق
85- البروج86- الطارق87- الأعلى
88- الغاشية89- الفجر90- البلد
91- الشمس92- الليل93- الضحى
94- الشرح95- التين96- العلق
97- القدر98- البينة99- الزلزلة
100- العاديات101- القارعة102- التكاثر
103- العصر104- الهمزة105- الفيل
106- قريش107- الماعون108- الكوثر
109- الكافرون110- النصر111- المسد
112- الإخلاص113- الفلق114- الناس