×

Surah Al-Jaathiyah in Turkish_Modern

Quran Turkish_Modern ⮕ Surah Jathiyah

Translation of the Meanings of Surah Jathiyah in Turkish_Modern - التركية الحديثة

The Quran in Turkish_Modern - Surah Jathiyah translated into Turkish_Modern, Surah Al-Jaathiyah in Turkish_Modern. We provide accurate translation of Surah Jathiyah in Turkish_Modern - التركية الحديثة, Verses 37 - Surah Number 45 - Page 499.

بسم الله الرحمن الرحيم

حم (1)
Ha, Mim
تَنزِيلُ الْكِتَابِ مِنَ اللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ (2)
Bu kitap; Aziz ve Hakim olan Allah tarafından indirilmistir
إِنَّ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَآيَاتٍ لِّلْمُؤْمِنِينَ (3)
Suphesiz goklerde ve yerde iman edenler icin ayetler vardır
وَفِي خَلْقِكُمْ وَمَا يَبُثُّ مِن دَابَّةٍ آيَاتٌ لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ (4)
Sizin yaratılısınızda da yeryuzunde yaydıgı canlılarda da iyice bilen bir toplum icin ayetler vardır
وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا أَنزَلَ اللَّهُ مِنَ السَّمَاءِ مِن رِّزْقٍ فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَتَصْرِيفِ الرِّيَاحِ آيَاتٌ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ (5)
Gece ve gunduzun degisip durmasında, Allah’ın gokten bir rızık indirip onunla yeri olumunden sonra diriltmesinde ve ruzgarları evirip cevirmesinde de aklını kullanan bir topluluk icin ayetler vardır
تِلْكَ آيَاتُ اللَّهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّ ۖ فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَ اللَّهِ وَآيَاتِهِ يُؤْمِنُونَ (6)
Iste bunlar, sana hak olarak okudugumuz Allah’ın ayetleridir. Artık Allah’tan ve onun ayetlerinden sonra hangi soze inanacaklar
وَيْلٌ لِّكُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٍ (7)
Yazıklar olsun yalancı gunahkara
يَسْمَعُ آيَاتِ اللَّهِ تُتْلَىٰ عَلَيْهِ ثُمَّ يُصِرُّ مُسْتَكْبِرًا كَأَن لَّمْ يَسْمَعْهَا ۖ فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ (8)
O Allah’ın ayetleri kendisine okunurken isitir de sonra onları isitmemis gibi buyukluk taslayarak ısrar eder. Iste ona cok acıklı bir azabı mujdele
وَإِذَا عَلِمَ مِنْ آيَاتِنَا شَيْئًا اتَّخَذَهَا هُزُوًا ۚ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ (9)
Ayetlerimizden bir sey ogrendiginde de o, onları alaya alır. Iste onlara alcaltıcı bir azap vardır
مِّن وَرَائِهِمْ جَهَنَّمُ ۖ وَلَا يُغْنِي عَنْهُم مَّا كَسَبُوا شَيْئًا وَلَا مَا اتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ (10)
Onlerinden Cehennem (beklemektedir)! Kazandıkları hicbir sey, Allah’ın dısında edindikleri evliyalar onlara fayda vermez. Onlar icin buyuk bir azap vardır
هَٰذَا هُدًى ۖ وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَهُمْ عَذَابٌ مِّن رِّجْزٍ أَلِيمٌ (11)
Bu (kitap), bir hidayettir. Rablerinin ayetlerine kafirlik edenlere acı bir azap vardır
۞ اللَّهُ الَّذِي سَخَّرَ لَكُمُ الْبَحْرَ لِتَجْرِيَ الْفُلْكُ فِيهِ بِأَمْرِهِ وَلِتَبْتَغُوا مِن فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ (12)
Icinde emri ile gemiler akıp gitsin, O’nun lutfunu arayasınız ve sukredesiniz diye Allah denizleri sizin hizmetinize vermistir
وَسَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا مِّنْهُ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ (13)
Goklerde bulunan seyleri de, yerde bulunan seylerin hepsini de (kendi katından) sizin hizmetinize sunmustur. Iste bunda da dusunen bir toplum icin ayetler vardır
قُل لِّلَّذِينَ آمَنُوا يَغْفِرُوا لِلَّذِينَ لَا يَرْجُونَ أَيَّامَ اللَّهِ لِيَجْزِيَ قَوْمًا بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (14)
Iman edenlere soyle. Allah'ın (azap) gunlerinin gelecegini ummayanları bagıslasınlar. Cunku Allah, her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهِ ۖ وَمَنْ أَسَاءَ فَعَلَيْهَا ۖ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ (15)
Kim salih amel yaparsa kendisi icindir. Kim de kotuluk yaparsa o da kendi aleyhinedir. Sonunda Rabbinize donduruleceksiniz
وَلَقَدْ آتَيْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ وَرَزَقْنَاهُم مِّنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى الْعَالَمِينَ (16)
Israilogulları'na da kitap, hukum ve peygamberlik vermistik. Onları temiz seylerle rızıklandırmıs ve alemlere ustun kılmıstık
وَآتَيْنَاهُم بَيِّنَاتٍ مِّنَ الْأَمْرِ ۖ فَمَا اخْتَلَفُوا إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ ۚ إِنَّ رَبَّكَ يَقْضِي بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ (17)
Onlara emrimiz (hakkında) apacık deliller vermistik. Kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki bagy/zulum yuzunden anlasmazlıga dusmuslerdi. Rabbin, kıyamet gunu aralarında anlasmazlıga dustukleri konuda hukum verecektir
ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَىٰ شَرِيعَةٍ مِّنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ (18)
Sonra sana da emrimiz ile bir seriat/yol gosterdik. Ona uy, bilmeyenlerin heveslerine uyma
إِنَّهُمْ لَن يُغْنُوا عَنكَ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا ۚ وَإِنَّ الظَّالِمِينَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ ۖ وَاللَّهُ وَلِيُّ الْمُتَّقِينَ (19)
Zira onlar Allah’tan gelecek bir seyi senden savamazlar. Zalimler, birbirlerinin velisidir. Allah da takva sahiplerinin velisidir
هَٰذَا بَصَائِرُ لِلنَّاسِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ (20)
Bu (Kur’an), insanlar icin basiret ve iyice bilen bir toplum icin hidayet ve rahmettir
أَمْ حَسِبَ الَّذِينَ اجْتَرَحُوا السَّيِّئَاتِ أَن نَّجْعَلَهُمْ كَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَوَاءً مَّحْيَاهُمْ وَمَمَاتُهُمْ ۚ سَاءَ مَا يَحْكُمُونَ (21)
Yoksa kotuluk isleyenler, olumlerinde ve hayatlarında kendilerini iman edip salih amel yapanlarla bir tutacagımızı mı sanıyorlar. Ne kotu hukum veriyorlar
وَخَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ وَلِتُجْزَىٰ كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ (22)
Allah, her nefis kazanmakta olduklarıyla karsılık gorsun diye gokleri ve yeri hak olarak yarattı. Onlara zulmedilmez
أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَٰهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَىٰ عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَىٰ سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَىٰ بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَن يَهْدِيهِ مِن بَعْدِ اللَّهِ ۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ (23)
Sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim uzere kendisini saptırdıgı, kulagı ve kalbi uzerine muhur vurdugu ve gozu ustune de bir perde cektigi kimseyi gordun mu? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Hala ibret almayacak mısınız
وَقَالُوا مَا هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَا إِلَّا الدَّهْرُ ۚ وَمَا لَهُم بِذَٰلِكَ مِنْ عِلْمٍ ۖ إِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ (24)
Dunya hayatımızdan baska hayat yoktur. Oluruz ve yasarız. Bizi zamandan baska bir sey yok etmez." derler. Onların bu konuda bir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zannederler
وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ مَّا كَانَ حُجَّتَهُمْ إِلَّا أَن قَالُوا ائْتُوا بِآبَائِنَا إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ (25)
Kendilerine ayetlerimiz apacık okundugunda onların butun delilleri: “Eger dogru soyleyenler iseniz haydi babalarınızı getiriniz” demekten ibaretti
قُلِ اللَّهُ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يَجْمَعُكُمْ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ لَا رَيْبَ فِيهِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ (26)
De ki: "Size hayat veren sonra oldurecek olan sonra da hakkında suphe olmayan kıyamet gununde bir araya getirecek olan Allah’tır." Fakat insanların cogu bilmezler
وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ يَوْمَئِذٍ يَخْسَرُ الْمُبْطِلُونَ (27)
Goklerle yerin mulku Allah’ındır. Kıyametin kopacagı gunde, iste o gunde batıl pesinde gidenler zarara ugrayacaklardır
وَتَرَىٰ كُلَّ أُمَّةٍ جَاثِيَةً ۚ كُلُّ أُمَّةٍ تُدْعَىٰ إِلَىٰ كِتَابِهَا الْيَوْمَ تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ (28)
O gun, her ummeti diz ustu cokmus gorursun. Her ummet, kendi kitabına cagrılır: "Bugun, yaptıklarınızın karsılıgını goreceksiniz!" denir
هَٰذَا كِتَابُنَا يَنطِقُ عَلَيْكُم بِالْحَقِّ ۚ إِنَّا كُنَّا نَسْتَنسِخُ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ (29)
Iste bu, size karsı hakkı soyleyen kitabımızdır. Esasen biz sizin islediklerinizi yazdırıyorduk"(denilecek)
فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُدْخِلُهُمْ رَبُّهُمْ فِي رَحْمَتِهِ ۚ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْمُبِينُ (30)
Iman edip, salih amelleri isleyenlere gelince; Rableri onları rahmetine/Cennet'ine sokacaktır. Iste bu, apacık kurtulustur
وَأَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا أَفَلَمْ تَكُنْ آيَاتِي تُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ فَاسْتَكْبَرْتُمْ وَكُنتُمْ قَوْمًا مُّجْرِمِينَ (31)
Kafir olanlara gelince: “Ayetlerim sizlere okunmadı mı? Siz de buyukluk taslayıp, gunahkar kimseler olmadınız mı?”
وَإِذَا قِيلَ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَالسَّاعَةُ لَا رَيْبَ فِيهَا قُلْتُم مَّا نَدْرِي مَا السَّاعَةُ إِن نَّظُنُّ إِلَّا ظَنًّا وَمَا نَحْنُ بِمُسْتَيْقِنِينَ (32)
Allah’ın verdigi soz haktır ve kıyametin kopacagında suphe yoktur." denildigi zaman: "Kıyametin ne oldugunu bilmiyoruz. Yalnız onun hakkında (gercekten olacagını) sadece zannediyoruz. Bu konuda kesin bir bilgi sahibi degiliz" derdiniz
وَبَدَا لَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا عَمِلُوا وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ (33)
Yaptıklarının kotulukleri onlara gorunmus, alay edip durdukları sey onları kusatmıstır
وَقِيلَ الْيَوْمَ نَنسَاكُمْ كَمَا نَسِيتُمْ لِقَاءَ يَوْمِكُمْ هَٰذَا وَمَأْوَاكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن نَّاصِرِينَ (34)
(Kendilerine) soyle denir: "Siz bu gununuzle karsılasmayı unuttugunuz gibi biz de bugun sizi unuturuz. Barınagınız atestir ve sizin icin yardımcılar da yoktur
ذَٰلِكُم بِأَنَّكُمُ اتَّخَذْتُمْ آيَاتِ اللَّهِ هُزُوًا وَغَرَّتْكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا ۚ فَالْيَوْمَ لَا يُخْرَجُونَ مِنْهَا وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ (35)
Bu, Allah'ın ayetlerini alaya aldıgınız ve dunya hayatı sizi aldattıgı icindir. Artık bugun atesten cıkarılmazlar ve Allah’ın rızasını kazandıracak amelleri isleme istekleri kabul edilmez
فَلِلَّهِ الْحَمْدُ رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَرَبِّ الْأَرْضِ رَبِّ الْعَالَمِينَ (36)
Hamd, goklerin Rabbi, yerin Rabbi, alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur
وَلَهُ الْكِبْرِيَاءُ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ (37)
Buyukluk ve azamet goklerde ve yerde yalnız Onundur. O, Azizdir, Hakimdir
❮ Previous Next ❯

Surahs from Quran :

1- Fatiha2- Baqarah
3- Al Imran4- Nisa
5- Maidah6- Anam
7- Araf8- Anfal
9- Tawbah10- Yunus
11- Hud12- Yusuf
13- Raad14- Ibrahim
15- Hijr16- Nahl
17- Al Isra18- Kahf
19- Maryam20- TaHa
21- Anbiya22- Hajj
23- Muminun24- An Nur
25- Furqan26- Shuara
27- Naml28- Qasas
29- Ankabut30- Rum
31- Luqman32- Sajdah
33- Ahzab34- Saba
35- Fatir36- Yasin
37- Assaaffat38- Sad
39- Zumar40- Ghafir
41- Fussilat42- shura
43- Zukhruf44- Ad Dukhaan
45- Jathiyah46- Ahqaf
47- Muhammad48- Al Fath
49- Hujurat50- Qaf
51- zariyat52- Tur
53- Najm54- Al Qamar
55- Rahman56- Waqiah
57- Hadid58- Mujadilah
59- Al Hashr60- Mumtahina
61- Saff62- Jumuah
63- Munafiqun64- Taghabun
65- Talaq66- Tahrim
67- Mulk68- Qalam
69- Al-Haqqah70- Maarij
71- Nuh72- Jinn
73- Muzammil74- Muddathir
75- Qiyamah76- Insan
77- Mursalat78- An Naba
79- Naziat80- Abasa
81- Takwir82- Infitar
83- Mutaffifin84- Inshiqaq
85- Buruj86- Tariq
87- Al Ala88- Ghashiya
89- Fajr90- Al Balad
91- Shams92- Lail
93- Duha94- Sharh
95- Tin96- Al Alaq
97- Qadr98- Bayyinah
99- Zalzalah100- Adiyat
101- Qariah102- Takathur
103- Al Asr104- Humazah
105- Al Fil106- Quraysh
107- Maun108- Kawthar
109- Kafirun110- Nasr
111- Masad112- Ikhlas
113- Falaq114- An Nas